- Günümüzde teknoloji ve bilim alanındaki ilerlemelerle birlikte tıpta ve insan sağlığına dair önemli gelişmeler yaşanıyor. Her geçen gün kişilerin yaşam standartlarının yükselmesinin yanı sıra, erken teşhis ve tedavi yöntemlerindeki gelişmeler ile birlikte, hastalıkların neden olduğu ölümler azalıyor ve yaşam süresi uzuyor. Örneğin Türkiye’de 1950 yılında 45 yıl olan doğumda beklenen yaşam süresi 2018 yılında 78 yıl olarak gerçekleşti. Ancak beklenen yaşam süresinin uzaması ile birlikte ileri yaşlarda görülen kronik hastalıkların sıklığı da artıyor. Bu sebeple diyabet, hipertansiyon, astım gibi ömür boyunca devam eden süreğen hastalığı bulunan ve yaşamı süresince tedavi ve bakım ihtiyacı olan kişilerin sayısında artış yaşanması, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde göz ardı edilemeyecek bir değişimi başlatmıştır. Bununla birlikte dünyada pek çok ülke, kurumsal bakım çözümleri yerine evde bakıma yönelmiştir.
Yaşlılara sunulan evde bakım nedir?
Evde bakımı en basit haliyle “bireylerin bakım gereksinimlerinin ev ortamında karşılanması” olarak tanımlayabiliriz. İnsanlar yaşamın herhangi bir döneminde kendi iradeleri dışında örneğin; yaşlılık, engellilik veya kronik hastalık gibi birçok nedenden dolayı bakıma muhtaçlık sorunu ile karşılaşabilmektedirler. Kişilerin kendilerini en konforlu hissettikleri ortamda, evde hemşire ve evde doktor hizmeti alma zorunluluğu evde bakım hizmetlerini doğurmuştur.
Evde bakım hizmetleri, kendi kişisel bakımını sağlama ve yaşam kalitesini sürdürme konusunda kapasitesi yeterli olmayan kişiler için, yaşamın devamının sağlanmasında aile, akraba veya tıbbi, sosyal ve diğer uzmanların desteğine gereksinim duyulan önemli bir faaliyet haline gelmiştir.
Yaşlı kişilerin gereksinim duyduğu sağlık hizmetleri genç nüfusun ihtiyaçları göre oldukça farklıdır. Yaşlılara verilen sağlık hizmetlerinin temel amacı, hastalıklardan korunma, yeti yitimini önleme ve geciktirme, bağımlı olmadan yaşamı destekleme ve üretken ve kaliteli yaşam sağlanması olmalıdır. Kurumsal bakım sürecinde kişinin toplumsal yaşamdan soyutlanması, hastane ortamlarının psikolojiye olumsuz etkileri gibi nedenler ihtiyaç sahibi kişiye kendi ortamında bakım desteği sağlayacak hizmetlerin yaygınlaştırılmasını gerekli kılmaktadır. Ülkemizde ve dünyada yapılan birçok araştırmaya göre, yaşlıların büyük çoğunluğu kendi ev ortamlarında aileleri ile kalmayı tercih etmektedir.
Yaşlıların barınma, kişisel bakım ve özellikle psiko-sosyal gereksinimlerinin karşılanabileceği en uygun ortam aile fertlerinin de bir arada bulunduğu ev ortamıdır. Yaşlıların aileleri ve yakın çevreleri tarafından sahiplenilmesi ve bakımlarının sağlanması gelişmekte olan ülkelerde devam eden bir kültürel anlayıştır. Ailelerin yaşlılara verdikleri evde bakım hizmeti, yaşlıların hastalıklarının bakımı, evde tedavilerinin sürdürülmesi için de önemlidir. Kişinin bakım ihtiyacının aile ortamında karşılanması, bakımın maliyetinin azaltılması bakımından da önemlidir. Evde yaşlı bakımı yaşlıların sağlık bakımları için olduğu kadar ruhsal ve sosyal gereksinimlerinin karşılanabilmesi için de ayrı bir öneme sahiptir.
Aile ortamında bakım sağlanır mı?
Kendi aile ortamları yaşlı için sevgi, güven ve ait olma duygularını sağlayan ortamlardır. Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de bakım, ailenin temel sorumluluğu olarak kabul edilmektedir. Özellikle de bakım görevi aile içindeki kadınlardan beklenmektedir. Fakat günümüzde kadınların iş yaşamındaki yerinin artmasıyla birlikte, yaşlı bireylerin bakımını sağlama konusunda zorluklar yaşanmaktadır. Yaşlı bireyin evde bakımı bir taraftan sorun çözerken, diğer taraftan bakım veren yetişkin için başka sorunların yaşanmasına yol açmaktadır. Ayrıca aile fertlerinin bakım imkanı olsa bile evde bakım ve evde sağlık hizmetlerinin yeterli eğitim alınmadan veriliyor olması önemli bir eksikliktir.
Bu durumun bilincinde olan aileler, evde sağlık ve evde hasta bakımı konusunda profesyonel destek almak isteseler de bakım ihtiyacı olan yaşlı birey, aile fertleri dışında birinin kendisiyle ilgilenmesini reddedebilmektedir. Genellikle ileri yaşlardaki kişilerde karşılaşılan bu durumun, ailesine yük olduğunu düşünmesi, bakım ihtiyacını kabul ederse güçsüz ve aciz bir duruma düşeceğini sanması, evinden çıkması gerekeceğini düşünmesi, genel olarak değişime hazır olmaması veya bakım masraflarından dolayı suçluluk hissine kapılması gibi nedenleri vardır.
Evde bakım hizmetleri alınması ve evde personel bulunmasına karşı direnç gösteren yaşlı birey için yakınlarının öncelikle sabırla ve hoşgörü ile yaklaşarak yaşlılarının korkularını, çekincelerini anlamaya çalışarak buna göre bir yol izlemesi gerekmektedir. Aile fertleri, bakım ihtiyacı duyan yaşlısı ile inatlaşmadan, onun değerli olduğunu hissettirerek, yardımın faydalarını anlatarak doğru zamanda sakince konuşmalıdır. Konuşma esnasında amaç kişiye zorla bir şey kabul ettirmek değil, durumu objektif olarak değerlendirmesini sağlamak olmalıdır. Alanda çalışan psikologlar birçok yaşlı kişinin kendi çocukları için, ilerleyen yaşla gelen fiziksel ve duygusal değişimleri anlayamadıklarını düşündüklerini söylemektedir. Konuşma ile amaç durumunun anlaşıldığını hissettirmek olmalıdır.
Yakınınızla evde bakım ihtiyacını nasıl konuşursunuz?
Bu son derece hassas olunması gereken bir durumdur. Konuşma sırasında gündeme gelecek birçok farklı konu olabilir, bu konulara odaklanarak vakit kaybedilmemeli ve bakım konusunu sonuçlandırmaya çalışılmalıdır. Konuşma esnasında, teorik olarak konuşmak yerine, yakınınızın tanıdığı kişilerden bahsetmenin ve bakımdan sağladıkları faydayı anlatmanın faydası olacaktır.
Yine konuşma içerisinde, yakınınıza kendisini sevenlerin profesyonel evde bakı hizmetleri alındığı taktirde çok daha huzurlu ve rahat olacaklarını anlatabilirsiniz. Olabilecek olumsuz durumların sürekli olarak konuşulduğunu ve tüm ailenin böyle bir çözüm ile rahatlayabileceğini iletebilirsiniz.
Kişinin uzun dönemli bir taahhüt içerisine girmeyi kabul etmesi yerine, kısa süreli bir deneme yapmayı kabul etmesi daha kolay olacaktır. Bu bağlamda personel yardımını bir süre veya sadece belirli günler / saatler için deneme konusunda teklifte bulunabilir, kendisinin beğenmediği personele görev verilmeyeceğinin garantisi sunulabilir. Deneme süresinin kabul edildiği durumda ise personel seçiminde çok daha hassas davranılması gerekmektedir. Eve gelen personel yaşlı psikolojisine hakim olabilmeli ve bakım konusundaki yetkinliğinin yanı sıra personel güler yüzlü olmalı ve kendini aileden biri gibi hissettirebilmedir.
Diğer bir öneri de yaşlı kişi ile kendisinin otorite olarak saydığı bir aile ferdi veya bir doktor ile görüşmesini sağlamak olabilir. Bu kişilerden gelecek ihtiyaç var söylemini kişi daha fazla ciddiye alacaktır. Aynı şekilde, yaşlının çok sevdiği başka bir kişi örneğin torunu böyle bir konuyu gündeme getirebilir, yaşlı kişi sevdiği kişiyi kırmamak için deneme yapmayı kabul edebilir.